27 Mart 2014 Perşembe

Şiir zamanı..

Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes
Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es...
 
Necip Fazıl Kısakürek

16 Mart 2014 Pazar

Richard Matthew Stallman – Özgür Yazılımın Babası.. Mutlaka Okunması Gereken Kahraman


Sudo dergisinde okuduğum bu nev-i şahsına münhasır efsanenin hikayesini paylaşmazsam siz okuyuculara haksızlık etmiş olurdum. Çağımızın bir nev-i Diyojeni. Eskilerden kalmış Ayfer Kayanın yazdığı bu yazıyı sizin için alıntıladım. İyi okumalar..

****************************************************************************

Çinliler birbirlerine beddua edecekleri vakit, "Tuhaf bir çağda yaşayasın!" derlermiş. Yerleşmiş bir düzen, yıkılması düşünülemeyen basit kurallar.. Yanlışları ya da doğrularıyla kabul edilegelmiş tekdüze bir yaşam.. Kısacası; tuhaf bir çağ. Yanlış ancak fark edildiğinde düzeltilme şansı bulabilir, tabii yeterince cesaretimiz varsa.. Bir tarafta kabul etmek ve olduğu gibi yaşamaya devam etmek, diğer yandan reddetmek ve gereğini yapmak: Kolayı seçmek; zoru zorlamak!

"İnsanlar benim dünyayı olduğu gibi kabul edebileceğimi söylüyorlar. Saçmalık! Ben bu dünyayı kabul etmiyorum."

Öyle gözüküyor ki bu cesur ve sempatik adam seçimini çoktan yapmış bile. Sanırım daha yakından tanınmayı hak ediyor. Aynı fikirde olduğunuzu varsayarak anlatmaya başlayalım..

Tam Adı Richard Matthew Stallman, internet ortamında RMS olarak tanınıyor. 16 Mart 1953'te, New York kentinin ticari, kültürel ve finansal beş ana bölgesinden biri olan Manhattan'da
dünyaya gözlerini açıyor. 16 yaşında (1969), lisede bilgisayarla tanışıyor. İlk programını, iyi bir derleyicisi olduğunda başka hiçbir programa ihtiyaç duyulmadan çok iyi programlar yazılabilecek, Fortran ya da Cobol'dan daha gelişmiş bir dil olan PL/I ile yazıyor. Sonrasında makine dili olan Assembly ile devam ediyor programlamaya. 1970'lerde MIT'nin Artificial Intelligence laburatuarında çalışmaya başlıyor ve ilk önemli işi Emacs editörünü burada yazıyor. Emacs DOS ve Win32 dahil hemen her işletim sistemine taşınabilen, herkesin LISP kullanarak geliştirmesine katkı bulunabileceği bir program geliştirme ortamı, kısaca bir kabuk denebilir. Haziran 1971'de dünyanın en iyi üniversitesi olarak tanınan özel yüksek öğretim kurumunda, Harvard Üniversite'sinde, Yapay Zeka Laboratuvarında programcılık üzerine çalışmalarını devam ettiriyor. 1974'te aynı üniversitenin Fizik bölümünden yüksek onur derecesiyle mezun olup, teknoloji ve mühendislik konularında
dünyanın en iyi teknik üniversitesi olarak kabul edilen MIT’de (Massachusetts Institute of Technology) Yapay Zeka Laboratuvarındaki çalışmaları üzerine yüksek lisansa başlıyor. Burada ikinci üst seviye programlama dili olan LISP üzerinde önemli çalışmalarını sürdürüyor.
Stallman'ın MIT'teki ilk çalışmaları zamanında, paylaşım ruhu bugün dile getirdiği özgür yazılım ruhuna uyumluluk arz ediyor, tersi bir durum söz konusu olmadığı için de ismi konulmamış özgür yazılım ruhu: Hangi üniversite olursa olsun ya da hangi yazılım istenirse istensin anında cevap verilen, bilgi paylaşımı ile yükselmesini, insani duyguları içinde barındırarak devam ettiren bir çalışma ortamı. Ancak kolaylıkla kabul edebileceğimiz gibi hayat her zaman aynı seyrinde yürümüyor ve değişilikler kaçınılmaz olabiliyor. MIT'te de işler yavaş yavaş renk değiştirmeye başlamıştı. Yapılan programlarda kâr/çıkar düşünülmeye başlandığını için bilimsel amaçlara hizmet eden çalışmaların çoğu yön değiştirerek ticari bir metaya dönüşmüştü.
Artık yavaş yavaş kaynak kodlar kapatılıyordu, yazılımı paylaşmak korsanlık olarak nitelendirilmeye başlanmıştı bile. Topluluğun paylaşımcı olması yasaklanıyordu. Bunların arasında
Stallman'ın çok sevdiği kodların kapatılması da ya sessiz bir kabullenişi ya da bazı yenilikleri getirecekti.
1981'de, Stallman'ın 'programlamayı ve bu konuda akıllı davranmayı seven' olarak tanımladığı 'hacker'lığın ruhunu çökerten gelişmeler daha açıkça yaşanmaya başlandı. Symbolics isimli bir firma MIT'te Yapay Zeka Laboratuvarında çalışan herkesi işe -kapalı kaynak kodlarla almaya başlamış ve Stallamn'a da aynı teklif götürülmüştü. Paylaşım ruhu büyük bir darbe almıştı.
Aslında burada Stallman'ın yapabileceği çok basitti. Herkes gibi kabul edebilirdi. Çok sevdiği 'hacker'lığı yaparken bir yandan da karşılığını fazlasıyla alacaktı ama bunun için bazı şeylerden ödün vermesi gerekiyordu. Ama o:

"Parayı bu şekilde kazanabilirdim ve büyük olasılıkla kendimi çok eğlendirirdim kod yazarken. Yalnız kariyerimin sonunda geriye baktığımda insanları ayırmak için duvarlar ördüğümü görürdüm ve hayatımı daha kötü bir dünya yaratmak için geçirdiğimi hissederdim."
diyecekti.

Seçimi belliydi. Yine kendi deyimiyle onun altın kuralı:

"Bir programı sevdiysem, bu programı seven kimselerle onu paylaşmalıyım. Yazılım satıcıları kullanıcıları bölmek ve alt etmek istemektedir, kullanıcıların birbiriyle yazılım paylaşmama konusunda fikir birliği içinde olmasını isterler. Diğer kullanıcılarla bu şekilde dayanışmayı kırmayı reddediyorum. Yıllarca bu gibi eğilimlere ve diğer soğukluklara karşı koymak için Yapay Zeka Laboratuarında çaba harcadım ancak sonunda çok ileri gittiler: Benim irademe karşı bazı şeylerin yapıldığı bir kurumda daha fazla kalamazdım."

diyerek bir zamanlar çok sevdiği ve şimdi de gelecek vaad eden işinden hiç düşünmeden ayrılmayı göze alacaktı. Bu arada GNU'nun da kuruluşuna yavaştan girmiş bulunuyoruz.
Stallman yazılım kodlarının kapatılmasının getirebileceği daha başka birçok problemi de önceden görebilmişti, burada zarar gören sadece paylaşımcılık ruhu da değildi. İlerde açık kodlar üzerinde ufak değişiklikler yapılarak kaynak kodlar kapatılabilir ve ticari amaçlarla kullanılabilirdi. Bu da bütün kodların kapatılmasına yol açabilir, daha da kötüsü kapatılan kaynak kodları görülmediği için herhangi bir program için sıfırdan başlanacak, hataların giderilmesi zorlaşacaktı.
Bu arada, 1976'da Amerika Telif Hakları Yasası'yla birlikte birçok şirket, yazılımlarına telif hakları isteyip "özel yazılımların" etrafı sarmasına neden oldu. RMS için de bardağı taşıran son damla bir yazıcının hatalarını düzeltmesi için kaynak kodları gerektiğinde reddedilmesiydi: "Yazıcı
programı benimle paylaşılmayınca çok sinirlendim; vazgeçip, arkamı dönüp ben de aynı şeyi bir başkasına yapamazdım."
RMS'ye göre özgür olmayan yazılımlar kullanmak, kullanıcıları böler, çünkü paylaşma hakları yoktur; çaresiz kılar, çünkü kimse kaynak koduna sahip değildir. Bu yüzden özgür olmayan yazılımlar var olmamalıdır. Üstelik onları kullanmak gelişme değil bağımlılıktır, programı geliştirene bağımlılık.

Bütün bu "geçerli nedenler"'den dolayı yani insanlarla bilgiyi paylaşmak ve bağımlılıklara son vermek, doğru bilinen yoldan yürümek adına RMS, nihayet 1983'te GNU Manifestosunu yayımladı. GNU Projesi'ni hayata geçirdi ve Ocak 1984'te MIT'teki görevinden GNU Projesi'ne daha çok önem verebilmek için istifa etti. Aynı senenin Eylül ayında, Unix benzeri işletim sistemi oluşturmak amacıyla işletim sistemi çekirdeği (kernel) hariç bir işletim sistemi için gerekli olan tüm
yazılımları içeren dev bir özgür yazılım koleksiyonuna başladı. GNU Projesi'ni desteklemek adına Özgür Yazılım Derneği (Free Software Foundation /FSF)'ni kurdu. Çok geçmeden de Leage of Programming Freedom kuruldu. Amaç sosyal değişimdir, nedeni de bütün yazılımları özgür kılmak. Kısacası bir haksızlığa son vermek. Burada yavaştan GNU'ya kısaca değinelim:

GNU Projesi:

Projenin amacı Unix benzeri olmakla birlikte onu aşan, "free" bir işletim sistemi geliştirmek. Stallman'ın ısrarla söylediği gibi buradaki "free", özgürlük anlamındadır: "Tasarruf güzel bir şey ama özgürlük ve sosyal dayanışmanın yanında ikinci bir konu." GNU, LISP'in yinelemeli yapısını kullanır: GNU's Not Unix. Aslında kelime olarak Güney Afrika'da keçiye benzeyen bir canlıdır:
Öküz başlı antilop. GNU'nun logosu da, bu Afrika antilobundan gelmektedir.

Şimdi kısaca özgür yazılım felsefesinin 4 temel özelliğini hatırlatalım:

Özgürlük 0: Her türlü amaç için programı çalıştırma özgürlüğü..
Özgürlük 1 : Programın nasıl çalıştığını inceleme /ihtiyacı doğrultusunda değiştirme özgürlüğü..
Özgürlük 2 : Yeniden dağıtma ve toplumla paylaşma özgürlüğü..
Özgürlük 3 : Programı geliştirme ve gelişmiş haliyle topluma dağıtma özgürlüğü..


Stallman Hakkında Birkaç Not:

Stallman hâlâ Özgür Yazılım'ın başkanlığını yapmakta. Düzenli olarak aldığı bir maaşı yok. Kendi evi yok, telefonu yok. Geçimini yaptığı konuşmalar ve ödüllerle sağlıyor. Sinirli ve sabırsız bir adam. Öfkesi, düşmanlarına olduğu kadar dostlarına da yansıyabilir. Uzlaşmadan uzak ve inatçıdır.

Bilgisayar olarak; Çin merkezli Lemote firması tarafından hazırlanan ve Çinlilerin geliştirdiği Loongson işlemcisini temel alan Yeelong isimli netbook modelini kullanıyor. Lemote Yeelong'ı tercih etmesinin sebebi, BIOS'dan işletim sistemine ve hatta sürücülere kadar her şey açık kaynak, yani istenildiğinde sistemdeki tüm kodlara özgürce ulaşılabiliyor. Bu netbook, işletim sistemi olarak Debian Linux ile satılırken diğer Linux dağıtımlarıyla da kullanılabiliyor ancak Windows sürümlerini desteklemiyor.

Türkiye'de katıldığı seminerlerden birinde içmesi için kürsüye konulan su şişesini incelemiş ve eğer su şisesi Coca Cola 'ya ait olsaydı içmeyeceğini belirtmiş.

Aynı seminerde "Habire ücretsiz program diyorsunuz, peki compilerlar ücretsiz mi ki yazdığım code'u ücretsiz vereyim?", sorusunu soran bir bayana, "Ya, zamanında Gcc diye bir şey yazmıştım ben. Ona bir bak istersen..", diyerek salonu kahkahaya boğmuştur.
Yine İstanbul'daki seminerinde, "In English, the meaning of 'free' is vague, we don't have a word like özgür" diyerek beğeni toplamıştır.

Farklı kültürlerin yemeklerini yapmayı seven, Türk yemeklerinden de Ezo Gelin Çorbası'nı çok sevdiğini söylemiştir.

Stallman ısrarla, özgür yazılımın Linux değil, GNU /Linux olarak anılmasını istemekte. Sebep GNU Projesi altında sistemin büyük bir bölümünü onların geliştirmiş olmasına rağmen sadece kernel'ı yazan ve bunu da GNU /Açık Kaynak adına değil kernel yazmayı öğrenmek ve biraz da ün yapmak amacıyla kerneli yazan Linus Torvalds'ın adının GNUdan önce çıkmasından son derece rahatsız. Haksız da sayılmaz.

Bir konuşmasına, "We, hackers" diye başlaması hafızalarda kalmıştır.
Laptopunda, "MP3 is not a crime!" yazılı bir sticker mevcuttur.
Stallman, Wikipedia'nın da tetikleyicisi sayılır. 1999'da yazdığı bir denemesinde internetin devasa bir ansiklopedi olabileceği yönündeki potansiyelinden bahsetmiş, bunun da paralı değil, bedava olması gerektiğini savunmuştur: "Madem kapitalizmin bilgiyi alıp satmasını durduramıyoruz, buna alternatif geliştirelim." diye çağrıda bulunmuştur.

Seminerleri sırasında otellerde kalmayı sevmediği için birinin evine gider, kamp tulumunu açarak salonda uyumayı tercih ediyor.
Özgür Yazılım, Özgür Toplum, adında Türkçe'ye de çevirisi yapılmış bir kitap yazmıştır. Satın alabilir ya da internet ortamında PDF'i indirilebilir, elbette ücretsiz.
Stallman'ın, GNU'yu başlatma kararı, Hillel’ın;

“Kendim için değilsem, benim için kim olacak?
Yalnızca kendim içinsem, ben neyim?
Şimdi değilse, ne zaman?”

sözleriyle benzer bir ruhu esas aldığını belirtmiştir.

Debian GNU /Linux kullananlar için "VRMS" adında bir program mevcuttur. Açılımı, "Virtual Richard M. Stallman". Ne işe yaradığını merak ederseniz, sisteminizdeki özgür olmayan bütün paketleri listeleyebilirsiniz.

VRMS'i kurmak için:

sudo aptitude install vrms"


çalıştırmak için de konsola, "vrms" yazmanız yeterli. Sonrası bilgisayarınızda özgür olmayan yazılımların sıralanmış listesi..


Sonuç:

Stallman doktorasını tamamlayamadı ama değişik yerlerden 6 adet fahri doktora aldı. En önemlisi Özgür Yazılım büyük bir hızla gelişiyor.


Bazı Sözleri:

"Yeteneklerini kullanarak başarılı olan insanlarla bir sorunum yok, sadece başarının en üst hedef olmadığını düşünüyorum. Özgürlük, bilginin paylaşılması /genişlemesi başarının, kişiselliğin ötesinde şeyler. Kişisel başarı yanlış değil ama etkisi sınırlanmış, eğer gerektiği kadarını elde ettiyseniz hala bunun için açlık duymak ayıp, tabii doğruluk,güzellik ve adalet için durum tam tersi."


"Geleceği göremiyorum çünkü gelecekte ne olacağı "size" bağlı. Eğer özgürlüğe değer veriyorsanız ve özgürlüğünüz için mücadele ederseniz, "sizin" yardımınızla kazanabiliriz. Kimse "sizin" yardımınız olmadan bizim çabalarımınız yeterli olup olmayacağını bilemez."

"İnsanların neyin doğru /yanlış olduğuna karar vermek veya ne yapılması gerektiği üzerine tartıştıkları durumlarda, özgürlüğün ve topluluğun değerlerini ortaya atın ve onları savunun."

"Irak'daki Amerikan askerleri şeyhler kadar etkili: Durdukları yeri muhafaza ediyorlar bundan fazlasını değil. Bunu Vietnam için söylerdim ama işte biliyorsunuz."

"Tek tek patentlerle savaşmak yazılım patentlerinin tehlikesini azaltmayacak, bu aynı sivrisinekleri ezip sıtmadan kurtulmaya çalışmak gibi."

"İdeallerimize uygun cümleler kurmak yeterli değil. Faaliyetlerimiz de bu ideallerimize uygun olmak zorundadır. "

"İnsanlar benim dünyayı olduğu gibi kabul edebileceğimi söylüyorlar. Saçmalık! Ben bu dünyayı kabul etmiyorum."

Görüşmek üzere...



Kaynak :