27 Şubat 2014 Perşembe

Bir başka açıdan Ankilozan Spondilit Hikayesi.. Dram, Komedi, Kara mizah..

Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm bu yazıyı yazmak nihayet bugüne nasip oldu. Yazının içeriği bol. Benimle alakalı tüm tanıdığım kişilerin okumasını tavsiye ederim. Aşk, ihtiras, ihanet herşey bu yazıda :)) Alın size Ankilozan Spondilit Yazısı

26 Şubat 2014 Çarşamba

Aranızda Linux Sevmeyen Var mı? Birbirinden şahane Masaüstü görüntüleri..

Bu aralar ubuntu wiki için neler yapabilirim diye bakarken Linux ubuntu masaüstü görüntülerini görünce şaşkınlıktan dilimi yuta-yazdım :) Bu resimleri gördükten sonra eminim birçoğunuz "Ondan bende istiyorum" diyeceksiniz. ;) Buyrun afiyet olsun..

Gnome Ekran Görüntüleri
KDE Ekran Görüntüleri
Xfce Ekran Görüntüleri
LXDE Ekran Görüntüleri

İyi Biliyor Olmak, İyi Öğretiyor Olmak Değildir..



Bu benim başımdan geçen bir başarısızlığın hikayesidir :) Genelde insanlar başarı hikayelerini yazarlar. Benim bu konuda bir kaygım olmadığına göre en azından bu olumsuzluktan insanlara faydalı bir iş yapabileceğim düşüncesiyle bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.

Ankara Metrosunda Teknik Müdürlükte çalıştığım yıllardı. Saolsun teknik müdürlük personeli arkadaşlarımın (Mühendis bey Ahmet Erşan, Rumeysa hanım, Bayram Demir ve şu an isimlerini hatırlayamadığım arkadaşlar) büyük teveccühleriyle benim kendilerine bilgisayar dersi vermemi istediler. Önceleri pek yanaşmak istemedim ama ısrarlar sonucunda dersi vermeye karar verdim. Öncelikle iş saatinde rutin işlerimizi aksatmadan “Hizmet İçi Eğitim” kapsamında saatimizi belirledik. Derken yazı tahtamızı, bilgisayarımızı vs. hazırladık. Öğrenme istediğimizde optimal seviyede olduğuna göre artık başlayabiliriz.:)

Müfredat olarak daha önce kendim bilgisayar kursunda kullandığım kendi notlarımı kullanarak başladım. Arkadaşlarında isteği bilgisayarı derinlemesine(!) öğrenmekti. Kısacası ben ne biliyorsam onlarda aynısı olsun istiyordu. Burada bir sıkıntı yok. Zira bu bilgiyi vermek isteyen memnun, almak isteyende. Dershane müfredatında biz İşlemci,Hafıza, Anakart, Hard Disk ve diğer çevresel ünitelerin tanıtılması, sonrasında MS-DOS'a girişle başlamıştım. İlk günlerde öğrenci sayım tam olarak şu an sayısını bilmemekle beraber 7-8 kişi vardı. Tabi ben MS-DOS komutlarının güncel olanından olmayanına kadar hepsini atlamadan anlatmaya çalışıyordum. Baktım ki gün gün derse katılan öğrenci sayısı kar suyu gibi ermeye başladı :) 15 gün sonunda tek öğrenciyle baş başa kaldım. Halbuki daha karpuz kesecektik :) 15 gün sonunda inanın daha MS-DOS'u bile bitiremedim, ona yanarım.:)


Sorun ilk olarak herkesin tam olarak ne istediğini bilememesi idi ki öğrenci için normal karşılanacak bir durumdur. İkinci olarak öğreten kişinin sınırlarını bilmemesi, yani gereksiz miadı geçmiş kullanılmayan bilgilerin öğrenciye verilmeye çalışarak hayatta hiç bir zaman neredeyse hiç kullanmayacakları DOS komutlarını öğretmeye çalışmak öğrenim sürecini sabote eden unsurlar olarak sayılabilir. Ben istiyorum ki herkes bilgisayar sistemine benim kadar hakim olsun, öğrenci istiyor ki şakır şakır Windows ve ofis uygulamalarını kullanayım. Bu süreçte öğreten kişi 8 de 6 suçludur. :) Ne yapacak adamlar ömrü hayatı boyunca kaç kişi MS-DOS kullanma gereği hisseder ki? Tabi gerektiğinde sistem yöneticisi ve programcı seviyesinde nadirde olsa kullanımlar olabilir. Ama bu heves etmiş yeni öğrenciye doğrudan doğruya anlatılması gereken bir şey değil. Tabi bunu anlamam yıllar sonra oldu. Sonuçta benim için ve öğrenciler için bir hezimetti.

Peki hiç başarı hikayemiz yokmu Ankara Metrosunda? Elbette var. Metro ya ilk girdiğin günler. 1997 Temmuz ayları. Yeni tanıştığım ofis arkadaşlarım Aynur Artan, Reyhan İpek( Nam-ı diğer Üstad 32.derecen), Hakan Özata (Ne siz sorun ne ben söyleyeyim :D Muziplik onun işi.), Mersinin haylaz çocuğu Serdar Altın :), Kırıkkale'nin bağrından kopmuş ve Dispeçır olma azmiyle hırs yapıp sonunda başarmış kişilik Bayram Çalışkan :) Bu zat-ı muhteremlerle aynı ofisi paylaşmaktayız. Neyse daha sonra hatıralarımızı yazdığım diğer yazılarımda detaylı olarak bahsederim. Sadede gelecek olursak, Ortada o zaman kimselerin çözemediği bir vardiya hazırlama problemi var. İşletme Müdürümüz Ali Çiftçi Amirleri ve Şefleri sıkıştırmakta. Sonuç olarak bu işi Hakan Özata ben yaparım dedi ve “Sonunu düşünen kahraman olamaz” felsefesiyle Tam yetkiyle donatıldı. Ancak bir sorunu vardı, bilgisayar bilgisi daha doğrusu Excel Hesap Tablosu programını kullanmasını bilmiyordu. Benden bu konuda kendisine yardımcı olmamı istedi. Bende elimde gelirse neden olmasın dedim. Akşam vardiyası şeklinde geliyorduk. Yaklaşık 15 gün sürmemiştir, Hakan Özataya herkonuyu sadece bir kere anlattım. İkinci kez bana sormadı bu ne diye? 15 gün sonunda Windows 95 ve MS Excel'i işine yarayacak şekilde kullanmayı artık biliyordu. Ve beklenen devrimi gerçekleştirdi. Metronun vardiya sistemini en verimli bir şekilde çözmeyi başardı. Böylece kendine güveni de iyice pekişmiş oldu.

Şimdi ilk hikayede başarısızlık, ikincide bir başarı var. İkincisindeki başarının sebebi doğrudan hedefe odaklı bir eğitim olmasıydı. Yani Hakan Özat'a bana Excel de şunu nasıl yaparım? Tarzında sorular sordu, ben de sadece o soruları cevapladım, yaptığım sadece buydu. Demek ki iyi biliyor olmak, iyi öğretiyor olmak değilmiş !.Önemli olan öğretimde doğru metodu kullanmakmış.

Bu yazımda ismi geçen tüm arkadaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Görüşmek üzere.

Durali Kiraz.. 26 Şubat 2014.

25 Şubat 2014 Salı

Kamyon Arkası Linux :)

KAMYON ARKASI LİNUX
- Dört tekersin, pek şekersin, Windows kullanma, çok çekersin
- Kayseri, Darende, Gürün; sürün Windowsçu sürün
- Otobüsçü değiliz ki hostesimiz olsun, taksici değiliz ki durağımız olsun; biz Linuxçuyuz arkadaş, yolumuz açık olsun!
- İstedim vermediler,benden para istediler
- Adrese gerek yok, Bill Gates bizi tanır
- Rampaların ustasıyım, Ubuntu'nun hastasıyım
- Nazar etme ne olur, kodlarını aç senin de olur
- Dünya dikenli bir hayat, açık kaynakta mı kabahat?
- Sen sus, mavi ekranın konuşsun
- Aşıksan vur saza, Linuxçuysan bas gaza
- Güzeli göz, Windowsçuyu mavi ekran öldürür
- Y olların kralı Man, Linuxu küçümseyen megaloman
- Kahve bile üçü bir arada, Windows ise iki arada bir derede.
- Elimdeki simit ve çay kadar bana yakınsın Mandrivam
- Linuxun güzelliklerini yazsam duble yol olur
- Bas gaza, frene, debriyaja, kaptır parayı Windowsa, makyaja
- Windowsla mı yaşadım ki, Linuxla öleyim
- Aşığı yarin gözleri, Linuxçuyu Ballmer'in şebeklikleri öldürür
- Sağlam şoför kalmaz rampada, Windows kalmasın mavi ekranda
- Bıdı bıdı yapma Ballmer, millette para yok
- Ballmer öyle diyo…yoksa yalan mı söylüyo…
- Gaz, fren, şanzıman, Windowsun hali duman
- Sistemde seçiciysem günahım ne?
- Ankete gerek yok, Linux daha iyi
- Ballmer af dilese bile, Windows kırıldı bir kere
- Windowsa ettiler dünyayı dar, durdurun dünyayı inecek var
- Ağaran saçlarımı yollara değil, mavi ekrana bakarak geçen yıllara sor
- Şoför değiliz ki arabamız olsun, kabadayı değiliz ki raconumuz olsun, Linuxçuyuz biz sistemimiz iyi olsun.
- Aşıksan vur saza, Linuxçuysan gelme gaza...
- "Helal olsun iyi sistemdi" desinler, arkanızdan beddua etmesinler .
- Linuxa can feda, Windowsa elveda
- Memura maaşı, Windowsa hata oranı sorulmaz.
- Sevdik mi tam severiz, biz Linuxseveriz
- Mavi ekranla üzme beni, deşifre ederim seni
- Solum Windowsa, sağım virüse kapalı

SUDO Eylül 2009 Sayısından Alıntılanmıştır. Yazan Yusuf SANSARKAN

Kapatmadan önce bir dinle bak..:)

APTAL BILGISAYAR
Hepimiz duymuşuzdur, bilgisayar aptaldır lafını. Gerçekten de aptaldır; her seferinde aynı işi yapmak için açarsınız ama o hiçbir zaman sizin yerinize yapamaz, sizin komutunuzu bekler . Eğer bilgisayar aptal olmasaydı, yani azıcık akıllı olsaydı ne olurdu? Ne olacağını kestirmek zor ama kapatılırken ne düşünebileceğini bazı arkadaşlar bizim yerimize yorumlamış;


Bilgisayarı gerçekten kapatmak istediğine emin misin? İstersen bekleme moduna alayım kendimi. Yarım saat sonra açmak isterseniz beni uğraştırmamış olursunuz.
Kah güldük, kah eğlendik. Yeri geldi üzüldük, yeri geldi sevindik ancak her güzel şey gibi bu oturumun da sonuna geldik. Nice oturumlara...
Beni böyle istediğin gibi kullanıp işin bitince kapatamazsın, asıl ben seni kapatıyorum!
Kapatıyorsun demek ha! Tamam kapat ama şunu da bil ki, bir sonraki oturumda bazı şeyler bıraktığın gibi olmayabilir .
Bugünü de kazasız belasız atlattın, hadi bakalım...
Şimdi kapanıyorum, ama kullanırken sarfettiğin sözleri unuttum sanma. Y eni bir oturumda sorarım ben sana!
Ne! Kapatıyor musun? Daha karpuz kesecektik... Oturum süresince bir hatamız olduysa affola. Şimdi bilgisayarınızı kapatabilirsiniz; nereye isterseniz oraya... Hepsi bu kadar, dağılabilirsiniz!

Sudo Dergisi Eylül 2009 sayısından alıntılanmıştır.

Delphiden --> Lazarus'a ve Windowsdan --> Ubuntu'ya bir yol vardır elbet..

Yaklaşık 18 yıldır Delphi tabanlı uygulamalar geliştirmekteyim. Tabi bu geliştirmeler el-mahkum Windows programları olmaktaydı. Evet Windows kullanıcı dostu bir İşletim Sistemi olması hasebiyle dünyada en çok tercih edilen bir sistem olmuştur. Buna zaten kimsenin bir itirazı olamaz. Ancak yazılım geliştirdiğimiz kullanıcı ve kurumların lisansız yazılım kullanmaları da beraberinde birçok sorunu da taşımaktadır. İşini cezai ve yaptırımsal kısımları ayrı bir dert, Fıkıh boyutu da hala bir tartışma konusudur. Sonuç olarak ya parayı basıp lisanları alınmış yazılımlar kullanacak ve içiniz rahat edecek, yada bu işin alternatif yollarını bulmaya başlayacağız.

İşte bende tam bu noktada çoktan beridir Özgür platformlarda, lisans derdi olmayan İşletim sistem sistemleri ve Delphi IDE gibi Tümleşik geliştirme ortamlarının Lazarus gibi bir alternatifinin çıkmasını hep beklemişimdir. Bir iki sene önce baktığımda bayağı bir sıkıntıları vardı. Ancak şimdiki son denememde bayağı yol aldığını görmek beni heyecanlandırdı. Ve Neden şimdi olmasın? Zaman belkide gelmiştir.

Alternatif yazılım geliştirmeyi benim gibi düşünüp de kararsız kalan kardeşlerim faydalansınlar diye bunları yazıyorum. Öncelikle İşletim Sistemini seçelim. FreactOS birebir windows kopyası ve çok çok hızlı çalışan bir OS. Ancak yolun başında ve eksikleri var. Bu ileride bir alternatif olabilir. Benim naçizane tavsiyem Ubuntu Linux İşletim Sistemi olacaktır. Yeni bir makineniz varsa 64bit Ubuntu yu kurun derim. Yok benim makine 5-6 senelik 512 MB Ram Belleği var diyorsanız 32 bit XUbuntu yu kurun. 512 MB Ram aşağısı ise LUbuntu yu kurun. Her makineye göre bir ubuntu vardır :)

İşletim sistemini hallettiğimize göre Lazarus un *.deb uzantılı paketini direkt Lazarus un sitesinden indirebildiğiniz gibi Ubuntunun yazılım merkezinden aratıp bulup tıklamanız yeterli. Herşey otomatik. Lazarus kurulumunda kafa karıştırıcı bir şey yok.


Geldik ticari uygulama yazabilmemiz için sağlam veritabanı seçimine. Bu konuda iki önerim olacak. Firebird ve MySQL. İkiside tamamen ücretsiz veritabanı sistemleri. Parasız olması aklınıza kötü olduğu gibi bir kanıya kapılmanıza sebep olmasın. Zinhar Firebird'un hızına yetişebilecek bir veritabanı tanımadım daha!. Bu konuda SQL Server ile yapılmış karşılaştırmalarını görünce ne demek istediğimi anlayacaksınız. Diğer bir seçeneğimizde internet üzerinde kullanımıyla verimliliğini fazlasıyla ispatlamış MySQL, gözümün çiçeği :). Bildiğim kadarıyla bu iki veritabanının fikir babası aynı kişi.

Geldik en başta olması gereken Yazılım Mühendislerinin Projelendirme yapabilmesi kullanacağı yazılıma. Bu günlerde Open Source alternatiflerini inceleme fırsatı buldum. "OpenProj" gördüğüm kadarıyla işini en iyi yapan yazılım. ProjectLibre, GanttProject gibi yazılımlardan açıkçası pek haz etmedim. Bilmiyorum belkide ben kullanamamışımdır.

Bu saydıklarım Özgür yazılımlarla bu proje geliştirmek için benim düşündüklerimdir. Umarım birilerine faydası olmuştur.

24 Şubat 2014 Pazartesi

İleride Gündeme Taşımayı düşündüklerimden kısa bir özet..

Sevgili Takipçilerim :D ( 2 saat önce açılmış bir blog için iddialı bir laf ama olsun idare edin, reklam yapıyoruz şurda) Zamanla bahsetmeyi düşündüğüm çok konu var. Bunun başında Askerlik anılarımda emin olun gülmekten kırılacağınız, duygulanacağız ders ve dostluk hatta zorluklar namına ne varsa onlardan bahsedeceğim inşallah. Hayatımın diğer bir kısmını oluşturan Elbette Ankara Metrosu hatıraları tüm çıplaklığıyla ve dostluklarıyla anlatılmayı bekleyen konulardan biri. En başta "at hırsızı"(çerkezlere özel bir nam :) ) ve İşletmemizde kimsenin çözemediği çözülemeyen vardiya sistemini kıvrak çerkez zekasıyla çözüme kavuşturan ve halâ kullanılırlığını kaybetmemiş sistemin mucid olan Hakan Özata, Ulemayı kebairden Üstad Reyhan, Tosun paşa Hamdi bey, İlginç taraflarını tam anlamıyla keşf etmeye ömrümün yetmediği seygili dostum Ali Çiftçi, Bir zamanlar erkek sesinin duyulmadığı metro koridorlarında avazının çıktığınca hakkımı savunan bu garip kardeşinizin iki cihanda kan kardeşi Çiğdem Hoca, Engin bilgileriyle hem kolloyan ve ufkumu yönlendiren entellektüel kişilik İbrahim Uluçınar, Can dostum Bayram Demir, (Çiğdem hocanın )Kankisi Duran Daştan, Ersen,Hacı Betül, Atilla, Engin felsefi fikirleriyle çelişkiden çelişkiye düşürüp halâ nasıl biri olduğunu çözemediğim "Yüce İnsan" :) Ali Bacik ve Daha inanın aklıma şu an gelmeyen tüm kardeşlerimle ilgili hatıralarımı da burada yeri ve zamanı geldiğinde yayınlayacağım. Bu yazıyıda ileri yazacağım konu başlıklarını unutmamak için bir yere not olsun diye yazdım esasında. Hepinizin gözlerinden öperim.. :)

Ubuntu Linux Dünyasına dair. Windowsum varken niye Linux'a geçeyim ki? İşte cevapları..

Hepimizin gönlünün bir köşesinde hep bir özgür yazılım linux sevgisi vardır, fakat hep yaklaşmaktan da korktuğumuz bir tabudur linux. Hele hele eskiye nazaran Windows ile kıyaslandığında kullanım kolaylığı olarak pekte haksız olduğumuz söylenemez. Ama köprünün altından çok sular aktı. Linux ve GNU (özgür yazılım) dünyasında çok önemli gelişmeler oldu. Kullanım kolaylığını öngören Linux dağıtımları birbirini takip etmekte. Hatta o kadarki Oyun oynamayı sevenler için özel linux dağıtımı, eski bilgisayarı olupta yeni sistemleri (windows 7 gibi) kaldırmayan makinalar için özel linux dağıtımları ve sayamadığım daha niceleri.. Kısacası arkadaşlar ben size şiddetle Ubuntu Linux tavsiye ederim. Neredeyse herşeyi otomatik. Birşeyi yapamadınızmı hemen üzülmeyin, sorun google amcaya, tak anında mutlaka bir ubuntu destek merkezinde cevanızı hatta türkçe olarak bulursunuz. Son kullanıcı desteği olarak ubuntu aşmış abi. Eğer tereddütleriniz varsa bir Sanal Makinaya ki ücretsiz olan VirtualBox ı öneririm, kurun ve bir deneyin birşey kaybetmezsiniz. Hatta kurmanıza gerek yok, Direkt live cd olarak kurmadan da kullanabilirsiniz. Durduk yere niye linux fantazisi yapayım diyenlere cevabım şu. Kaçınız lisanslı yazılım kullanıyorsunuz? isterseniz cevap vermeyin bu soruya, zira ekin tarlasına girme durumu var :) Ne mahsuru varmı diyenlere vereceğim cevap hiç ummadığınız anda BSA kanallı bir baskın yeme tehlikesi herzaman var. Peki program/yazılım başına 150.000 TL yi ödeyecek babayiğit varmı? Tabi ödeyemezsen hapis yatarsın :) Bu yakın zamanda bir özürlü arkadaşımın başına geldi. Sürüyle avukat ve polis nezaretinde garibimin baskınla aklı maklı kalmamış. Bakmışlar bunun durumuna acımışlar da artık kötü bir bilgisayar istemişler ve 15.000 TL ceza ile paçayı zor yırtmış. NE olmaz, Ne olmaz.. Peki Aga ben wordde yazıneyim yazıyorum, excelde hesaplarımı yapıyorum, windows ve MS ofis olmazsa ben bunları nasıl yaparım? birde fotoşoplarım var?, winamp de müzik dinlemeyi de severim.. Napak yani ölek mi? Durun ölmeyin :) Ubuntuyu windowsun yerine işletim sistemi olarak kurun. Üstelik donanımınız eski ise Xubuntu kurabilirsiniz. Biraz hafifletilmiş aynı kalite aynı sistem. MS Ofisin yerine 5-6 çeşit ücretsiz aynı işi yapan Ofis yazılımları var. Libre Ofis, Apache Open Ofis, OpenOfis.org vs.. Üstelik VB makroları bile yazabiliyorsunuz.Daha ne olsun?;) winamp programın 10 basacak bir sürü program yerleşik olarak geliyor. Fotoşopla kafa kafaya gidebilecek kadar yetenekli gimp 2 programı. Benim ufak çocuk 10 dk da çözdü.:) Üstelik bu saydıklarımın hepsi Türkçe arayüzüne sahip programlar/Yazılımlar. Ve hepside açık kaynak kodlu tamamen ücretsiz ve binlerce geliştirici tarafından geliştirilen programlar. Size sadece kullanmak kalıyor. Daha söylecek çok şey var, şimdilik bu kadar. Sağlıcakla..

Logoya mı ihtiyacınız var? Yada Logo yapıp para kazanmaya? İşte size çözüm..

http://www.idemama.com/ isimli bir site. Daha bugün keşfetme şansı buldum. Kısacası bu site şunu yapıyor; Firması/Şirketi için amcama logo lazım. Bunun için araştırma yapıp adam gibi logoyu kim yapar reklamcı reklamcı dolaşması gerekecek. Kaldıki yapılan işin beğenilmeme durumu var. Grafik tasarlayıcı açısından bakacak olursak eş dost bir iş getirecekte, anlaşılacak vs. Tüm bunlardan Firma sahiplerini ve tasarımcı arkadaşları bu dertten kurtaran bir site. Logo ihtiyacı olan şirketçi amcam burada veriyor ilanını. Ama nasıl ilan. Farz-ı Misal(Örneğin) Diyorki bana 2 günde Sanayideki Demir döküm Firmam için logo lazım. Beğendiğim logoya 500 TL ödül. Şu an kayıtlı olarak (gördüğüm 3917 kişi) tasarımcı arkadaşlardan ilgilenen olursa logo tasarlamaya girişiyorlar. Dolayısıyla Alan gayet memnun, satanda memnun(bileğine güveniyorsa tabi). Bu logo işinin kapsamı çok geniş. Bu firma logosundan size özel kartvizit tasarımına kadar herşeyi tasarlıyorlar. Hatta iş biraz içime sinecek birşey olsun diyorsanız süreyi 1 günden 30 güne kadar uzatabilirsiniz. Tabi bu süre tanımı size kalmış. Benden söylemesi, aklınızda bulunsun..;)

VirtualBox da Disk Genişletme, Resize işlemi

Blog oluşturmama sebep olan bilgiyi paylaşıyorum. Daha öncede bahsetttiğim gibi Windows üzerinde kurulu virtualbox sanal makine programındaki kurduğum Xubuntu linux sistemimin diskini genişletmem gerekmişti.Genişletilebilir diskin boyu 10 GB idi. Ben bunu 15 GB a çıkardım. Nasıl çıkardım? işte cçk basit bir yolu var buyrun ;

1- Başlat tan çalıştır'a gel ve cmd.exe yi çalıştırın. Bu işlem için komut satırını kullanmamız gerekiyor.

2- Benim bilgisayarımda C:\Program Files\Oracle\VirtualBox bu şekilde kurulmuştu.
cd C:\Program Files\Oracle\VirtualBox yazıp entera basın. Bu dizine geçin.

3- Benim bilgisayarımda sanaldisk (*.vdi) dosyam C:\Users\can\VirtualBox VMs\XUbuntu\XUbuntu.vdi yolunda bulunmakta. Siz de kendinizkini kontrol edin.

4- Son olarak komut satırına

VBoxManage modifyhd "C:\Users\can\VirtualBox VMs\XUbuntu\XUbuntu.vdi" --resize 15000

yazın. ve Entera basın. İşlem çok çabuk bir şekilde bitecek.

Aynı şeyi linux üzerinde yapmak içinde: VBoxManage modifyhd Sanal.vdi —resize 15000 yazmanız yeterli.

Önemli Not: *.vdi dosyasının bulunduğu yeri yazarken " "(çift tırnak) içine almazsanız programın hata verdiğine şahit olursunuz. O yüzden benim gibi debelenmeyin diye bu notu yazıyorum. Görüşmek üzere Hoşçakalın..


**Yaralandığım Kaynak :http://www.muslu.org/detay/virtualbox-ile-hard-disk-genisletme/**

Merhaba Yazısı..

Merhaba.

Blog kullanmayan ben kalmıştım, en sonunda bende kullanma gereği hissettim ;) Bundan sonra elimden geldiğince faydalı ipuçları ve naçizane bildiklerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Neden blog kullanma gereği hissettiğime gelince; VirtualBox programında oluşturulmuş Disk Dosyalarının (*.vdi) genişletilmesiyle ilgili İnternet'te biraz debelendim. Ve sonuçta shiftdelete formunda aradığım cevabı bulmuştum. Ancak cevap eksikti. Bende eksik olan kısmı kendim tamamlayıp uyguladım ve bu formdaki yorumlara ekleyeyimde herkes faydalansın istedim, ne fayda :) Bu bilgiyi gönderemeyince işte bu saatte bir blogda ben oluşturayım ve bu tür paylaşımlarımı herkesle paylaşma imkanım olsun istedim. Olayın özü budur. İnşallah beni yalnız bırakmazsınız. Herkese sevgiler saygılar.

Durali Kiraz
Yazılım Geliştirici.